Kentsel Terk Alanların Oluşum Süreci ve Mekansal Sürdürülebilirliği


Creative Commons License

Yılmaz L., Arabacıoğlu F. P.

Ulusal Tasarım Günleri, İstanbul, Türkiye, 5 - 06 Ekim 2019, ss.83-92, (Tam Metin Bildiri)

  • Yayın Türü: Bildiri / Tam Metin Bildiri
  • Basıldığı Şehir: İstanbul
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.83-92
  • İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Adresli: Hayır

Özet

Ekonomik, fiziksel ve sosyokültürel açıdan geçirdiği değişimler sonucu, kendini yenileyemeyen, kentsel dokuya entegre olamayarak mevcut işlevini yitiren kent içi mekanlar, birer çöküntü odağı haline gelmektedir. Bu işlevsizleşme sonucunda, kent içinde; varsıllık ve yoksulluk dengesinde ayrışmış, sosyal ve fiziksel açıdan kutuplaşarak kimliğini kaybetmiş terk alanlar oluşmaktadır. Terk edilen bu kentsel alanlar kronolojik bağlamda ele alındığında; var oluş, etki, çöküş, terk edilme ve yeniden dönüşüm süreçleri boyunca katmanlaşarak meydana gelir. Kentlerin yaşam döngüsü içerisinde var olan her bir katman, kentsel hafızaya katkıda bulunarak kentsel kimliğin oluşmasında rol oynamaktadır. Kamusal ilişkilerin yürütülmeye başlanmasıyla var olan ve kenti etkisi altına alan mekân, zamanla, kolektif bir tecrübenin üretildiği alanlar olmaktan çıkarak pasif deneyim alanlarına dönüşür. Ötekileştirilerek kullanıma terk edilen bu alanlar; mevcut işlevlerini yitirerek, kimliği olmayan, kentten kopuk bir yeni katmana dönüşmektedir. Bu mekanların, bir diğer evre olarak geçirdikleri dönüşüm neticesinde bambaşka bir kimliğe büründürülmesi, yaşam döngüsünü sekteye uğratarak, kentsel bellekle bir arada yürütülen sahiplenme, aidiyet ve paylaşım duygularını da zedeleyebilmektedir. Bu bakımdan, dönüşüm senaryosunun, kentsel dokuya entegre, fiziksel ve sosyal değerlere bağlı, şeffaf ve eşitlikçi temellere dayandırılması gerekmektedir. Söz konusu alanların değişim ve dönüşüm süreci, kavramsal bağlamda incelenerek, kentlerin sosyal ve mekânsal devamlılığın sağlanmasında bir yol haritasının oluşturulması hedeflenmektedir.