Although significant progress has been achieved in heart surgery since the first successful valve replacement performed in the year 1960, some problems regarding mechanical and bioprosthetic valves still persist. Towards 2000s, pulmonary autografts came to the fore again for mitral valve replacement. These results have been promising for the long-term. However, early-period complications are frequently observed in these operations that are technically challenging and require considerable experience. For these reasons, pulmonary autografts are not applicable for extensive usage; instead they are a good alternative to be used in selected cases (patients in whom use of warfarin is not practical and extended durability of valve is desired).
1960 yılında yapılan ilk başarılı kapak replasmanından bu yana kalp cerrahisinde büyük ilerlemeler kaydedilmesine rağmen, mekanik ve biyoprotez kapaklar ile ilgili bazı sorunlar halen devam etmektedir. 2000'li yıllara doğru pulmoner otogreftler mitral kapak replasmanı için yeniden gündeme gelmiştir. Bu sonuçlar uzun dönem için umut verici olmuştur. Ancak erken dönem komplikasyonlarının sık görüldüğü bu ameliyatlar teknik olarak zor olup oldukça deneyim gerektirmektedir. Bu nedenlerle pulmoner otogreftler yaygın kullanıma uygun olmayıp, ancak seçilmiş olgularda (varfarin kullanmanın pratik olmadığı ve uzun kapak ömrü istenen hastalar) kullanılabilecek iyi bir alternatiftir.