in: Dijital Aktivizm , Dr. Rezal Koç, Editor, Eğitim Kitabevi, Konya, pp.269-299, 2020
Tarihsel kökeni Antik
Yunan’a kadar giden kamusal alan düşüncesi, 18. yy’da kavramsallaştırılmıştır.
Bir çok farklı tanımlamaya sahip olan kamusal alan kavramı, modern sosyal
teoride en genel tabirle, kamunun ortak yararına yönelik eylem ve fikirlerin
geliştirildiği genel aktivite alanına işaret eder. Günümüzde ise modernite ile
gelişen yeni iletişim teknolojileri ve bunun sonucu olarak ortaya çıkan sosyal
medya, sanal kamusal alan kavramını doğurmuştur. Günümüzde bu sanal kamusal
alanlar siyasetin ve toplumdaki bütün gündem konularının tartışıldığı ortamlar
hâline gelmiş bulunmaktadır. (Güngör, 2018, s. 402) Bu durum, çağımızın
post-modern anlayışına da bazı yenilikler getirmiştir. Örneğin toplumsal
muhalefet hareketleri artık sosyal medyada; sanal kamusal alanda kısa süre
zarfında büyük etkiler yaratabilmektedir. Bu konuda önemli çalışmaları bulunan
Manuel Castells de özellikle Arap Baharı olarak adlandırılan 2010-2011
yıllarında Arap ülkelerinde gerçekleşen muhalefet hareketlerini buna örnek
olarak gösterir. Aynı şekilde yardım kampanyaları, marka şikayetleri, konu
farketmeksizin yapılmaya çalışılan örgütlenme girişimleri, propoganda
süreçleri, algı operasyonları ve bunlar gibi bir çok olguda yeni iletişim
teknolojileri ile gelişen yeni medyanın; yani bu çalışma bağlamında sanal
kamusal alanın günümüzde önemli bir yeri olduğu rahatlıkla söylenebilir.